14 Aralık 2011 Çarşamba

Hobilerimiz

      Hobiniz nedir? Sık sorulan sorulardır, kişinin kendisini mutlu ettiği ve boş vakitlerinde kendisi ile yalnız kaldığı zaman olarak nitelendirdiğim bir kavramdır.
Kitap okumak, müzik dinlemek, farklı el işleri ile ilgilenmek diye sayabiliriz..
   Peki kaç kişi sevdiği bir işi yapmak için kendisine vakit ayırıyor yada kendisini mutlu edecek bir uğraşı yapıyor yada bulmakta zorlanıyor..Zorlanıyor dedim çünkü hoby olarak bir şey ile uğraşmak için, insanın öncelikle  yeteneğini ve kendisini tanıması gerekir.. ben bunu yaparım diyebilmeli, yaparken hem zevk almalı, devamını getirebilmeli...
    Ülkemizde ise bu ciddi bir problem diyorum ister erkek ister kadın olsun vaktini nasıl değerlendireceğini bilemiyor  ve bir de maddi boyutu var bu işin bu yüzden de vazgeçen çok insan oluyor..
        Kanımca küçük işler de yapabiliriz özellikle hanımlar farklı fikirlerin sunulduğu bloglar dergiler ile kendinize ait bir uğraş bulabilirsiniz:) Bizim hanımlarımız çok yetenekli dantel ,iğne, oyaları, dikiş, nakış vb el emeği isteyen işlerde mükemmel derecede başarılılar ve evinde boş oturan ev hanımı bulamazsınız:) El emeği ile yapılan her ne ise çok değerlidir bu yüzden yaptıklarınızı hafife almayın derim.Farklılık yaratmak kişinin kendi elindedir neden mi bunu söyledim,
     Sürekli ne yapıyorsun diye soranlara kendimce bir şeyler yapıyorum ve bununla mutlu oluyorum ve paylaşıyorum diyorum . Blog sayfamı ve dostlarımı bu yüzden çok seviyorum aynı sıcak düşüncede paylaşımcı insanları tanıdığım için de dünyanın en şanslı insanıyım diyorum:))
     
     

21 Ağustos 2011 Pazar

Ghotik hikayeler ve ben


               Alman'ların Ghotik hikayelere karşı olan sempatisi,cadıcılık,vampir kurtadam,büyücü ve hayalet ..Çocukken konuşmayı öğrenip arkadaşlar edindiğimde,sohbet konumuz  geçmişteki  korku hikayeleri idi , Almanya'da masal ve çizgi romanları hep bu hikaye konuları işlenmiş kitaplar elimizde olurdu okumayı öğrendiğimde ,ilk okuduğum Bruder Grimm masalları ve cadı masalları kitabıydı.Hadi canım demeyin Alman ilkokul hocamın 2. sınıfta verdiği kitaplardı ,o kitaplar sayesinde okumayı sevmişimdir.
     Bu hikayeleri birde gerçekmiş gibi anlatan afacan  arkadaşlarımın ağzından dinleyince geceleri yorganın altına girip korktuğum ve uyku tutmadığı günleri hatırlayınca çok gülüyorum.7 yaşından bu yana  bu tür hikayelerle büyüyen bir çocuğun hayal dünyası:)
            14 yaşında Türkiye'ye gelip yerleştiğimizde yarım yamalak Türkçe ile konuşulanları anlamak için çok çaba sarf ederdim.O dönemde de Türklerin ghotik hikayelerini öğrenirsin,Şeytan ,cin, yatır, ak sakallı dede,hayalet ve büyü
     Durun ya bunlar hikaye bazılarını duymadım ama duyduklarım saçma hikayeler.Anlatan mahallenin iş güzar sakini bir hanım olunca bende durum ,felç artık düşünemiyorum anlıyorum ama soramıyorum yeterli Türkçe yok.Anneme anlatmak istiyorum
   - Sonrada vazgeçiyorum bir daha teyzenin evine gidip çocukları ile oturmayacağım diye kendi kendime söz veriyorum...Bunların hepsi sıyırmış diyerekten .
     
           Ne meraklı milletiz diyeceğim ama her kültürün kendine ait korku hikayeleri vardır ama biz Türklerin ki inanın hepsine beş basar,Önlerinden gölge geçse ah ben şunu gördüm deme kapasitesi çok insan var. Bunların da yaşça sizden büyük olması ,eh büyüklere saygı erbabında ne derse inanırsınız.....
              Ghotik hikayeler insan hayal gücünde ve kitaplarında .Davet etmezseniz Vampir evinize giremez:P



       Çok sevimli bulduğum çizimler:)
       
       

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Boş oturmak bana iyi gelmiyor:)

 Sıcak günler yavaş yavaş yerini serin havalara bırakıyor;Sonbahar mevsimi kendini göstermeye başladı ,soğukla aram hiç iyi olmamıştır ama sıcağı da sevmem.İnsan oğlu hiç bir şeyden  memnun kalmayız:) nankör dediğinizi duyar gibiyim ,baharı ,sonbaharı çok severim ,hava ne sıcak ne soğuk.Dört mevsim yaşadığımız bir iklime sahip olan ülkemizin bu yıl ki havanın artık 4 mevsimi unutun der gibi bir mesajı vardı sanki.İklim değişikliği bizlerin bünyesine de pek iyi gelmediği de açık ,
   Dünyanın dönme hızının binlerce yıldır SR'nın 7.8 devirde döndüğü ,fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu ,bugünkü değeri yaklaşık 12 devire ulaştığıve 13. devire ulaştığında duracağını söyleyen bilim adamları.

buradhttp://www.hayalayaz.com/forum/archive/index.php/t-2702.htmla ayrıntısı var:Bunu okuyunca ,artık ne zaman olur durur dünya tersten dönünce bizlere ne olur bilmiyorum.Ama yıllardır şu dünyayı yok oluşunu bir türlü bilen çıkmadı kıyamet koptu diyelim ben söylemiştim demesi için yaşaması gerekiyor o da mümkün değil.Laf çok konuşuyorlar bırakın top yekün yok olacaksa olsun ,acaba Amerika kurtarma kapsülü geliştirdi mi aklıma gelmiyor değil 2o12 filmini izleyince bir hafta yolların yarılıp her şeyi içine çekme sahnesini gözümün önünden gitmeyişini hatırlıyorum.Bende bugün yapacak bir iş bulamadım bu saçma şeyleri yazdım işte ......Havadan oluyor her şeyin suçlusu havalar:)))))

5 Ağustos 2011 Cuma

gelecek kaygısı

 

Gelecek kaygısı,kimin yok ki diyebiliriz.Gençlerimizde ,çocuklarımız da ise bu daha  fazla ,kaygı ve streste birleşince mutsuz,kaygılı bir gençlik yetişiyor.
      Oğlumun SBS sonuçlarına bakarken onun gözlerindeki tedirginliğini görünce çok üzüldüm.Anne ben iyi bir liseye giremezsem okuyamazsam diye korkuyorum demesi beni çok üzdü.Küçük yaşta çocuklarımızın bu şekilde gelecek kaygısı yaşamaları ruh sağlıklarını etkiliyor.İleride büyüyüp  bir birey oldukların da üstlerine  yüklenen sorumlulukları ile başa çıkabilmeleri için mutlu bir çocukluk geçirmeliler.
    Sürekli her yıl değişen eğitim sistemimizin kanayan yaranın durmaması gibi tekrarlayan problemlerin çözülememesi ,bundan en çok etkilenen çocuklarımız. Unutmayalım geleceğimiz çocuklarımızdır .
     En zor yetişen canlı insandır yemek ,barınma eğitim ve iş biz insanların o kadar çok düşünmesi gereken konuları var ama çözümü olmayan konular değil yeter ki isteyelim ,çözümü olmayan problem yoktur.

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Hayalimdeki Teras



   Yaz aylarında vakit geçirmeyi sevdiğimiz balkon,bahçe ,teras gibi köşelerimiz vardır.Dekorasyon sayfasında bulduğum bu resmi görünce deyim yerindeyse çarpıldım.Eski mobilya ve aksesuarlarla harmanlanmış bir görüntü,farklı kumaşların uyumu el örgüsü paspas ;küçük hoş bir köşe olmuş kahve yada çay içerken ki keyfi düşünemiyorum..:)Hayalimdeki köşe ....Halime Bedikli arkadaşım bir çay içeriz burada ne dersin :):)

8 Temmuz 2011 Cuma

Yaz rehaveti:)

  Yaz rehaveti çöktü üstüme elimi kolumu kaldırmak istemiyorum.Pc başında şöyle bir pineklerken aklıma yazmak geldi.Bu sayfayı devam eder mi yoksa  silerim miyim  bilmiyorum ...Bir yıldır blog açtım ilk zamanlardaki acemiliğimi düşünüyorum da şimdi ise gülüyorum...
     Yorum yazmaya dahi kılı kırk yararak yazıyordum, yanlış yaparım duygusu hakimdi.Şimdi ise yorum yazmayı seviyorum selam vermek ve küçük bir tebessüm mü paylaşmak, benim için çok önemli:) Herkesten aynı nezaketi görmesem de ,yeni güzel dostluklar edindiğimi düşünüyorum.Kimse kimseyi tanımadan yargılamadan paylaşımlarını sunuyor ...bakalım ben beni yazarken nasıl devam edecek bu sayfam...