21 Ağustos 2011 Pazar

Ghotik hikayeler ve ben


               Alman'ların Ghotik hikayelere karşı olan sempatisi,cadıcılık,vampir kurtadam,büyücü ve hayalet ..Çocukken konuşmayı öğrenip arkadaşlar edindiğimde,sohbet konumuz  geçmişteki  korku hikayeleri idi , Almanya'da masal ve çizgi romanları hep bu hikaye konuları işlenmiş kitaplar elimizde olurdu okumayı öğrendiğimde ,ilk okuduğum Bruder Grimm masalları ve cadı masalları kitabıydı.Hadi canım demeyin Alman ilkokul hocamın 2. sınıfta verdiği kitaplardı ,o kitaplar sayesinde okumayı sevmişimdir.
     Bu hikayeleri birde gerçekmiş gibi anlatan afacan  arkadaşlarımın ağzından dinleyince geceleri yorganın altına girip korktuğum ve uyku tutmadığı günleri hatırlayınca çok gülüyorum.7 yaşından bu yana  bu tür hikayelerle büyüyen bir çocuğun hayal dünyası:)
            14 yaşında Türkiye'ye gelip yerleştiğimizde yarım yamalak Türkçe ile konuşulanları anlamak için çok çaba sarf ederdim.O dönemde de Türklerin ghotik hikayelerini öğrenirsin,Şeytan ,cin, yatır, ak sakallı dede,hayalet ve büyü
     Durun ya bunlar hikaye bazılarını duymadım ama duyduklarım saçma hikayeler.Anlatan mahallenin iş güzar sakini bir hanım olunca bende durum ,felç artık düşünemiyorum anlıyorum ama soramıyorum yeterli Türkçe yok.Anneme anlatmak istiyorum
   - Sonrada vazgeçiyorum bir daha teyzenin evine gidip çocukları ile oturmayacağım diye kendi kendime söz veriyorum...Bunların hepsi sıyırmış diyerekten .
     
           Ne meraklı milletiz diyeceğim ama her kültürün kendine ait korku hikayeleri vardır ama biz Türklerin ki inanın hepsine beş basar,Önlerinden gölge geçse ah ben şunu gördüm deme kapasitesi çok insan var. Bunların da yaşça sizden büyük olması ,eh büyüklere saygı erbabında ne derse inanırsınız.....
              Ghotik hikayeler insan hayal gücünde ve kitaplarında .Davet etmezseniz Vampir evinize giremez:P



       Çok sevimli bulduğum çizimler:)
       
       

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Boş oturmak bana iyi gelmiyor:)

 Sıcak günler yavaş yavaş yerini serin havalara bırakıyor;Sonbahar mevsimi kendini göstermeye başladı ,soğukla aram hiç iyi olmamıştır ama sıcağı da sevmem.İnsan oğlu hiç bir şeyden  memnun kalmayız:) nankör dediğinizi duyar gibiyim ,baharı ,sonbaharı çok severim ,hava ne sıcak ne soğuk.Dört mevsim yaşadığımız bir iklime sahip olan ülkemizin bu yıl ki havanın artık 4 mevsimi unutun der gibi bir mesajı vardı sanki.İklim değişikliği bizlerin bünyesine de pek iyi gelmediği de açık ,
   Dünyanın dönme hızının binlerce yıldır SR'nın 7.8 devirde döndüğü ,fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu ,bugünkü değeri yaklaşık 12 devire ulaştığıve 13. devire ulaştığında duracağını söyleyen bilim adamları.

buradhttp://www.hayalayaz.com/forum/archive/index.php/t-2702.htmla ayrıntısı var:Bunu okuyunca ,artık ne zaman olur durur dünya tersten dönünce bizlere ne olur bilmiyorum.Ama yıllardır şu dünyayı yok oluşunu bir türlü bilen çıkmadı kıyamet koptu diyelim ben söylemiştim demesi için yaşaması gerekiyor o da mümkün değil.Laf çok konuşuyorlar bırakın top yekün yok olacaksa olsun ,acaba Amerika kurtarma kapsülü geliştirdi mi aklıma gelmiyor değil 2o12 filmini izleyince bir hafta yolların yarılıp her şeyi içine çekme sahnesini gözümün önünden gitmeyişini hatırlıyorum.Bende bugün yapacak bir iş bulamadım bu saçma şeyleri yazdım işte ......Havadan oluyor her şeyin suçlusu havalar:)))))

5 Ağustos 2011 Cuma

gelecek kaygısı

 

Gelecek kaygısı,kimin yok ki diyebiliriz.Gençlerimizde ,çocuklarımız da ise bu daha  fazla ,kaygı ve streste birleşince mutsuz,kaygılı bir gençlik yetişiyor.
      Oğlumun SBS sonuçlarına bakarken onun gözlerindeki tedirginliğini görünce çok üzüldüm.Anne ben iyi bir liseye giremezsem okuyamazsam diye korkuyorum demesi beni çok üzdü.Küçük yaşta çocuklarımızın bu şekilde gelecek kaygısı yaşamaları ruh sağlıklarını etkiliyor.İleride büyüyüp  bir birey oldukların da üstlerine  yüklenen sorumlulukları ile başa çıkabilmeleri için mutlu bir çocukluk geçirmeliler.
    Sürekli her yıl değişen eğitim sistemimizin kanayan yaranın durmaması gibi tekrarlayan problemlerin çözülememesi ,bundan en çok etkilenen çocuklarımız. Unutmayalım geleceğimiz çocuklarımızdır .
     En zor yetişen canlı insandır yemek ,barınma eğitim ve iş biz insanların o kadar çok düşünmesi gereken konuları var ama çözümü olmayan konular değil yeter ki isteyelim ,çözümü olmayan problem yoktur.